11 Kasım 2024 Pazartesi

...

Sınav hiç beklemediğim yerden çıktı...

10 Kasım 2024 Pazar

Polyanna

En yakın arkadaşımla konuşurken çok şükür ve her işte vardır hayır modumuza o kadar gülmüştük ki en sonunda cehenneme gitsek şeytanın bize gıcık kapıp atacağına karar vermiştik. Zira bizdeki bu bakışla, çok şükür bak kemiklerimiz ısındı, önce buraya uğramakta da vardır bir hayır modu orada devam ederdi.

Dün akşam yatarken çok şükür diyerek koydum başımı yatağa. Çok şükür diyeceğim çok şeyim varken başka türlüsünü yapamıyorum . Ama şöyle bakacak olursak obsesif kompulsiv olması yetmiyormuş gibi bir de dikkat dağınıklığı olan oğlum, alzaymır başlangıcı teşhisi konulmuş annem, dördüncü evre akciğer kanseri olduğunu öğrendiğimiz kocam var. İçime polyanna kaçmış derken ciddiyim sanırım. Elimde değil, sahip olduklarımı görmezden gelemiyorum. Çok şükür istediğim hastaneye gidebiliyorum, çok şükür evim sıcacık, çok şükür bizim eve yıkım kararı çıkmadı, çok şükür annem hâlâ kendi başına yaşayabiliyor, çok şükür zor ötesi bir çocuk da olsa oğlum iyi bir insan, çok şükür kocam ayakta ve güçlü, çok şükür çevrem harika insanlarla çevrili... 

Ara ara hastalığı düşündükçe nefesim kesilecek gibi oluyor ama kendimi kaybetmemin de kimseye bir faydası olmayacağından sıradan şeylere odaklanıp devam ediyorum. Çok şükür.

18 Ekim 2024 Cuma

Yarın

Can yanımda kulaklıkla dizi izliyor. Ben telefonumda oyun oynuyorum. İçeriden çocukların sesi geliyor. Annem az önce evine gitti. Birlikte hamsi ve salata yedik. Evimi izleyip dinliyorum. Fırtına öncesi sessizlik mi yoksa kocaman bir oh mu çekilecek yarın belli olacak. Aslında belli, ama benim için şu an Schrödinger'in kedisi gibi. Hem var hem yok, hem müjde hem kara haber, hem ak hem kara... Bu cehaletin huzurunu yaşıyorum. Zira tam şu an kendi kendimi yıpratmak çok manasız. Yarın... Yarın...

22 Eylül 2024 Pazar

Çok Gizli

 Sanki içimde yazılmak için çırpınan cümleler var da dışarı çıkan yolu bulamıyorlar gibi bir his yaşıyorum bu sabah. Bir bulsam o diyeceğim şeyi rahatlayacağım sanki. Sanki öyle şeyler düşünüyorum ki kendimden bile saklıyorum gibi. Oralarda bir yerlerde bir duygu, bir istek, bir sızı var . Bir şey ... Ulaşamıyorum, dokunamıyorum.. Ayakkabının içine girmiş minicik bir taş gibi, dişinin arasına sıkışmış incir çekirdeği gibi, gözüne kaçmış toz zerresi gibi bir şey. Kırk kat döşeğin altındaki bezelye tanesi.