Hatırlıyor musun , nasıl yürürdün eskiden? Uçarcasına giderdin Basamaklar, yokuşlar umurunda olmazdı gideceğin yere varmanın heyecanından. Yine yürüyebilirsin.
Nasıl gülerdin eskiden ? Gözlerinden yaş gelir, karnına kramp girerdi. Bir başlayınca durduramazdın. Yine gülebilirsin..
Nasıl dans ederdin sabahlara kadar ? Otururken , kalkarken, yemek yerken bile elin kolun durmazdı. Yine edebilirsin .
Hatırlıyor musun , nasıl korkusuzdun eskiden? Her geçen gün kendini korumaya aldın . Bir parça daha ördün kozanı acımamak adına. Dışarıda kaldı dünya. Dışarıda kaldı kahkahalar. Danslar. Renkler. Hayatlar.
O kabuğunu kırabilirsin. Kendini korumaya çalışırken uzaklaştırdığın her şeyi yeniden hayatına katabilirsin. Yeniden o kız olabilirsin...
Bu sabah sağanak altında yürürken, uzun zamandır böyle ıslanmaktan keyif almamış olduğumu düşündüm.. Aman dikkat edeyim hastalanırsam perişan olurlar fikri o kadar beni ele geçirmiş ki, yaşamaktan zevk almayı unutturmuş.. Bundan sonra yağmurdan kaçmayacağım.
YanıtlaSil