3 Şubat 2007 Cumartesi

Hepsi

Doğdun. Gözlerini açtın. Ağladın. Gülümsedin. Büyüdün. İnsanları tanıdın. Hayal kurdun. Umut ettin. Öğrendin. Yollara çıktın. Seçimler yaptın. Kalabalıklara karıştın. Aradın. Kayboldun. Unuttun.

Dönüp baktın, sen, ben, o . Hiç fark etmiyor.

BİR...

Umut


Penceremin kenarından odama vuran günışığı, süzül yüreğime içimi aydınlat. Bu kapkara gölgeleri sen yok edebilirsin ancak.

...

Gün yirmidört saat, geçiyor bir şekilde. Biliyorsun, işler güçler var. Koşturuyoruz nereye yetişmeye çalıştığımızı bilmeden. Yoruluyoruz. Yorgunluğumuz yaptıklarımızdan değil yapamadıklarımızdan. Gece yatağa atıyoruz kendimizi. Sabaha herşeyin farklı olacağını ümit etmeye çalışarak. Kararmamak için geceyle birlikte ne kaldıysa elimizde ona tutunuyoruz. Kulaklarımızda bir boşluğun uğultusu. Düşüncelerin arasında ama düşünmekten uzakta. Durup bakmadan ardımıza, kendimizden kaçıyoruz.

Yaşıyoruz...

Odak


Kimi çaya bakar, kimi bardağa, ben martıları seyrederim, senin gözün takılır onlara ekmek atana...

Fotoğraf BİR, bütün farklılık bakış açısında...

Söz

Susamam
Kelimelere verilmiş sözüm var...

Bu Keder

Ne kadar acıtırsa acıtsın
Hiç merak etme
Günü geldiğinde
Geçer gider...

Fırtına

İçimde bir çığlık, sessizlik ellerimde.
Kaybolmuşum bir kere ne fark eder nereye gitsem.
Dakikalar sürükleniyor, günler koşuştururken.
Geçmişte kalıyor eteklerim, bugünde ben.
Dünya kendi halinde, umursamıyor.
Sen umursamıyorsun, sana dokunmadıkça.
Onlar umursamıyor.
Kimseler kimseleri duymuyor
Herkes kendi çığlıklarının yankılarında.
Çıt yok .

Dost


Deniz kıyısındaki küçük turuncu bir çakıltaşı gibiyim . Çoşkulu anlarda düşünmediğin. Sular çekildiğinde yanında olduğumu fark ettiğin.

Ben hep aynı yerde, hep seninleyim.


Bir soluk ışık avuçlarımda son kalan, bilmiyorum ne kadar vaktim var karanlıklar üzerime kapanmadan

...

Vakti geldiğinde ayağa kalkmayı bilmeli bir insan.
Uzanıp dinlenmeyi vakti geldiğinde.

Vakti geldiğinde konuşmayı bilmeli bir insan.
Susmayı vakti geldiğinde.

Vakti geldiğinde sarılmayı bilmeli bir insan.
Ve bırakıp gitmeyi herşeyi vakti geldiğinde.

Yaşamayı bilmeli bir insan deli dolu.
Ve fazla uzatmadan ölmeyi vakti geldiğinde.

Aslında

Hiçbir şey zor değilmiş bunu öğrendim.

Ama basit de diyemem.

Çocuk

Akşam... Yeni başlayan kışa inat ılık, sakin bir hava. Elimde bir fincan çay, oturuyorum bahçede. Huzur işte tam böyle birşey olmalı, olmalı ama. Öyle bir his var ki içimde , sanki çok uzak bir yerde unutulmuş bir çocuk hıçkıra hıçkıra ağlamakta. Bütün sesler susmuş bir onun sesi çınlıyor kulaklarımda.

Bugün

Hep daha fazlasını aradık, hiç olmazsa arada durup soluklanarak bir fincan kahvenin, iki dost sohbetinin tadı çıkartsaydık. Günler gelip geçti , gözümüz hep ilerde. Orada sadece ölüm vardı oysa, yaşamak bugündü, anlayamadık.

15 Ocak 2007 Pazartesi

Nokta

Sıradan bir kadınım sıradan zevkleri olan. Çayımı fincanda içerim, ekmeğimi kızarmış severim. Yağmurdan sonra odama dolan toprak kokusuna gizlenmiş tüm hayallerim. Dağılanı toplarım, kirleneni temizler, ütülerim tüm kırışıklıkları. Elimden kurtulmaz hiçbir şey. Bir kendime geçmez sözüm, dağıtırım, kirlenirim, kırışırım günden güne, aynalardan kaçar resmim. Arada bir eski püskü anılarda koskocaman hissederim, kalemi alınca elime kendimi görüp kâğıtta küçücük bir noktaya sığıveririm.

Uzaktaki Kadına

Güneş doğuyor, batıyor. Ağaçlar çiçekleniyor, meyva veriyor, sararıp döküyor yapraklarını. Yaz sıcakları kış soğuklarına bırakıyor yerini. Biliyorum. Haklısın herşey geçici...

Ama unutma, çıplak dallar yeşilleniyor yeniden, geceler aydınlanıyor, karlar eriyor sımsıcak güneş sarıyor dünyayı. Görmüyor musun? Umut hep var...

Yaşamak

Anlamıyor musun küçüğüm, aramana gerek yok onu biryerlerde, yaşamak dediğin şey zaten sensin...

Uzak

Aynadan
Bana bakan
Soluk yüzlü kadın
Ne kadar uzak

Yıkıntı


Ayakta durmaktan yoruluyor insan gün gelip de, bıraksalar da yıkılsam keşke...

Bitti

Göreceğim ne varsa gördüm ve bitti. Yapacağım ne varsa yaptım ve bitti. Olacağım ne varsa oldum ve bitti. Seveceğim ne varsa sevdim ve bitti.

Bir arkama bakıyorum bir de önüme. Gözlerimle gözgöze geliyorum aynada. Soğuk üşütmüyor beni. Bulutlar karartmıyor içimi. Rüzgâr sürüklemiyor biryerlere.

Farkına varıyorum birden.

Yaşadığım ne varsa öldüm ve bitti...

Sabah


Işıl ışıl gözümü alıyor dünya.. Tüm güzellikler elimin altında...

Gül

Yok söyleyecek bir şeyim aslında, sadece yazmak istedim. Harfler bir araya gelsin, sözler beni sarsın istedim. Hayat çok güzel geldi birden, güneş oldum koskocaman, sıcacık. Buralardan sonsuza ulaşıp buz tutanları ısıtmak istedim.Kapattım gözlerimi. Bir gül filizlendi içimde. Bir damla süzüldü yüreğimden.

...

Kelimeler ne kadar küçücük kalıyorlar anlamlarının yanında. "Sevmek" diyorum dünyaları kaplıyor. "Korkmak" diyorum kuytulardan çıkıp bir koskocaman dev oluyor karşımda. "Ben" diyorum kaç kişi var sayamıyorum içimde. Oysa kâğıt üzerinde hepsi hepsi kısacık bir kelime.

Görece

Hiçbir şeyi çeviremem kapımdan. Bir bakarsın zehir ilaç olmuş.

Fırtına

Sorma neden diye. Bırak beni ağlayayım sadece.

...

Yağmur hep aynı yağmur aslında. Kimi ıslanıyor sırılsıklam, kimi saçak altında.

Korku

Bazıları o kadar aralıksız konuşuyorlar ki hemen anlaşılıyor çok korktukları. İçinde huzur yoksa sessizlik kâbus gibi gelir insana.

Dinleyen Yok

Kimse kimseyi dinlemiyor. Başka ağızlardan dökülse de sadece kendi sözlerimiz duyduklarımız, diğerlerine kapalı kulaklarımız.

Toplama

Artılar eksiler birbirlerini götürmüyor gerçek hayatta. Hepsi duruyorlar oldukları yerde, yanyana.